Bitmeyen Gelin Kaynana Savaşları
Gelinler ve kaynanalar arasında yaşanan bitmek bilmeyen rekabet aslında hayatımızı sandığımızdan daha çok etkiliyor. Türkler çekirdek aile olarak yaşar diye bir tespit var ama bu pek gerçekçi değil. Herkes ailede karar alma sürecine katılabiliyor. Zaten ataerkil bir yapıda erkeğin kadına, özellikle anneye bağlı olması hoş karşılanmıyor.
Ama anneden çok eşine bağlı olması da aynı tepkiyi alıyor. Yani erkeklerin arada ipteki cambaz gibi dengede durması lazım. Bu da kolay bir şey değil. Kadınlar bu dertlerini somut olarak ortaya koyup hiç olmazsa dertleşebiliyorlar. Erkekler bunu bile yapamıyorlar. “Ben annemle karım arasında kaldım” diye rahatlıkla söyleyebilen bir erkeğe pek rastlanmıyor.
Çözüm Aslında Pek Yok
Her ne kadar çözüm karşılıklı iletişim kurabilmek dense de her zaman konu ortada kalıyor. İki tarafın kültürel sermayeleri yakınsa daha iyi bir anlaşma şöyle veya böyle sağlanabiliyor. Bu durumda herkes sınırlarını daha iyi biliyor, çünkü herkes kendi ailesinin normalini evrensel zannediyor.
Kadının hala ev işleri üzerinden yargılanıyor olması, üstelik bunu başka bir kadının anne kimliği ile yapması karşı tarafı çok yaralıyor. Ayrıca gelinlerin en çok gücüne giden şey düzeltilme ve değiştirilmeye çalışılması. Kendi anneliğinin eleştirilmesi ise gerçekten sinir patlamalarına yol açıyor. Karşı tarafta pek iyi durumda değil. Aslında şu dönem yaşayan kayınvalideler gelinken ezilmişlerdi, kayınvalide olunca da gün yüzü görmüyorlar. Konu işte böylece yuvarlanıp gidiyor.